Dehşet Hikayeleri serisinin ikinci kitabını hemen alıp okudum. Kara Gemi'den Dehşet Hikayeleri, iki küçük kardeşin; sarp bir yamaçta, gemicilerin uğrak yeri olan bir handa yaşayan Ethan ve Cathy'nin öyküsü. Çocuklar çok fırtınalı bir gecede hastalanınca babaları doktor çağırmak için kasabaya iner. Handa tek başlarına babalarını beklerken uğursuz fırtınanın içinden tuhaf bir denizci çıkagelir, Thackeray. Fırtına dininceye dek handa kalmak isteyen genç denizci, çocuklara uzak denizlerde geçen birbirinden korkutucu gemici öyküleri anlatır peşisıra. Neler yoktur ki bu öykülerde, korsanlar, uzak diyarlardan gelen görülmemiş canavarlar, gemileri lanetleyip batıran hortlaklar.. Peki Thackeray kimin nesidir? Bu maceralarda onun yeri nedir? Çocukların babası neden bir türlü hana dönmek bilmez?
Montague Amca'nın Dehşet Hikayeleri'nden sonra kaçırmamak gereken küçük, mücevher gibi bir kitap. Yine bakması zevkli çizimlerle bezeli. Bu sefer maceraların tamamı denizde geçiyor, uğursuz ve de talihsiz kahramanlarımız gemiciler ve tayfalardan, korkunç korsan kaptanlardan oluşuyor. Dalgalı denizlerde birbirinden korkutucu, inanılmaz maceraların peşinde yelken basıyoruz adeta.
Tudem'den serinin üçüncüsünü de bekliyorum, haydi, lütfen!