29 Ekim 2016 Cumartesi

Sevgilim Londra, Vincent Van Gogh'un Londra'sında Gezinti


Kristine Groenhart,  Willem-Jan Verlinden, Esen Kitap

Çeviri : Gül Özlen


Hem eşsiz bir seyahat rehberi hem de mini bir Van Gogh biyografisi olan bu kitap, Victoria dönemi Londra'sında Van Gogh ile unutulmaz bir yürüyüşe çıkmanın eşsiz deneyimini vaat ediyor. Vincent Van Gogh 1873-1876 yılları arasında henüz resme başlamamışken Londra'da yaşadı ve çalıştı. Yazar kısa hikâyeler eşliğinde okuyucuyu Van Gogh'un Londra'sına götürüyor: Nerede yaşadı? Neler gördü? Nerede çalıştı? Nerelerde yürüdü? Neler okudu? Hangi resimleri gördü? Günümüzde o günlerden kalan, hâlâ görülebilecek neler var?

Van Gogh'un Thames Nehri kıyısındaki yürüyüşlerinde ilahiler söylediğini biliyor muydunuz? Charles Dickens'ın Christmas Carols kitabını çok sevdiğini ve her yıl aralık ayında yeniden okuduğunu? Peki ya British Museum'da Rembrandt'a ait özel bir tablo aradığını? Şimdi bu kitabı elinize alıp Londra'da Vincent ile bir yürüyüşe çıkmaya hazır mısınız?


Bu oldukça akıl çelici tanıtıma rağmen kitapta beklentilerimi bulamadım. Sıkıcı yazılmış ve imlâ hataları ile doluydu, okuması zevkli değildi.



23 Ekim 2016 Pazar

Camlar Şehri (Ölümcül Oyuncaklar 3.Kitap)


Cassandra Clare , Artemis Yayınları

Çeviri : Selim Yeniçeri

Orijinal İsmi : City of Glass



Sanırım kahramanları yarı yaşımdan ufak olan kitapları okumaktan sıkıldım. Bu seriye de başladığıma pişmanım ve kocaman ciltler kitaplığımda çok yer kapladığı için kızgınım. Yeğenime versem okur mu acaba, ben sıkıldım çünkü Clary'den.


Bu kitapta Clary Camlar Şehrine gidiyor ve nihai savaş patlak veriyor. Yazarımız en azından bu savaşı güzelce anlatmış, gayet kanlı bıçaklı gerçek bir savaştı. Alacakaranlık'taki gibi bir rezillik değildi yani. Yine de birkaç kişi daha ölçmeli ve daha dramatik olmalı idi savaşın sonu. Tabii herkes bir Rowling olamaz. 


Sonuçta bu kitapta hikayeler bağlandı ve sırlar açıklandı. O halde neden 3 koca cilt daha yazmış bu karı ben anlamadım? İşte böyle sıçarcasına yazılınca soğuyorum ben o işlerden. Bu seriyi bırakıyorum, gençler okusun.





22 Ekim 2016 Cumartesi

Kar Kadar Beyaz (Pamuk Prenses Üçlemesi, 2.Kitap)


Salla Simukka, Altın Kitaplar

Çeviri : Doğanay Banu Pinter


Pamuk Prenses Üçlemesi, 2.Kitap

Lumikki Andersson yaşadığı korkunç olayları unutmak ve şehirden uzaklaşmak için tatile çıkar. Kırmızı kiremitli çatıların güneşte pırıl pırıl parladığı Prag'a gider. Ancak her turistin yaptığı gibi şehrin keyfini çıkarmaya çalışırken takip edildiğini fark eder. Hem de tıpkı kendisi gibi İsveççe konuşan kahverengi saçlı bir kız tarafından... Genç kız bir gün Lumikki'nin karşısına dikilir ve kız kardeşi olduğunu iddia eder.

Bu sözler Lumikki'yi korkuturken aynı zamanda içindeki macera tutkusunu körükler. Ve kendisini Prag sokaklarında bir katilden kaçarken bulur.


Bu macerada Lumikki'nin aile geçmişine dair bir takım sırlar yüz üstüne çıkmaya başlıyor. Aksiyonu ilk kitaba göre daha az, yine de sıkılmadan okudum. Son bir tane kitap kaldı, onu da okuyacağım.



15 Ekim 2016 Cumartesi

Gölge Şehir (Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları 2.Kitap)


Ransom Riggs, İthaki Yayınları

Çeviri : Aslı Dağlı


Gölge Şehir tam olarak ilk maceranın bıraktığı yerden başlıyor ve çocuklar 2.Dünya Savaşının en civcivli günlerinde, Alman saldırıları altında sarsılan Londra'ya ulaşıyorlar. Kaçırılan müdireleri Bayan Peregrine'i arayan çocukların başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmiyor elbet. Bu arada yeni bir kahramanımız hikâyeye katılıyor : Konuşan köpek Addison. Oldukça renkli bir kişilik olan Addison, zaman zaman ukâlalık da etse Emma ve Jacob'ın başı sıkışınca çocuklara yardım etmekten kaçınmıyor.


Kitapta yine eski püskü tuhaf fotoğraflar bol bol mevcut, hikâyeyi de bu fotoğraflar etrafında şekillendirmeye uğraşmış yazarımız ancak bana artık bu hikâye fazla uzamaya başladı gibi geliyor. Bundan sonra tuğla gibi bir kitap daha var. Allah aşkına bu çocukların başına daha neler gelebilir ki?

Fena değil ama sıkılmaya başladım.






9 Ekim 2016 Pazar

Miyav! Kafayı mı Yediniz Siz? (Complètement cramé! )


Gilles Legardinier, Pegasus Yayınları

Çeviri : Hakan Tansel




Önceki kitap Miyav! Yarın Yeni Bir Hayata Başlıyorum çok hoşuma gidince, bu kitabı da tereddütsüz aldım, bu da çok hoşuma gitti. Umarım Miyav! serisi devam eder ve sevimli kapakları görmeye devam ederiz.


Bu kitabın kahramanı geçkince bir bey, Andrew Blake. İşten güçten bunalan bu zengin, hali vakti yerinde İngiliz beyefendisi hayattan kaçış yolu olarak ilginç bir yöntem buluyor : Fransa'da köhne bir malikanede uşak olarak işe giriyor. Tabii burada yuh artık diyebiliriz ama sonuçta eğlenceli bir kitap okuduğumuzun farkındayız, bunu yutuyoruz o yüzden bir güzel.


Malikane tabii hoş tiplerle dolu, dul madam; öfkeli aşçı ve kedisi, kaçık bahçıvan derken Arthur kendini komik olaylar silsilesinin içinde buluyor.


Eğlenceli, hoş bir kitap. İnsana iyi hissettiren cinsten sevgi dolu bir hikâyesi var. Çok hoşuma gitti.



8 Ekim 2016 Cumartesi

Zefiros - Ebedi Gençlik Rüzgarı


Gülriz Sururi, Doğan Kitap


Gülriz Sururi'nin anı kitabı Kıldan İnce Kılıçtan Keskince'yi harikulade bulmuştum. Bir An Gelir isimli devam kitabında hikâyesinin 80'lerden 2000'lere kadar olan kısmını anlatmıştı sanatçımız. Bu son kitapta ise epey yakın tarihte olup bitenleri, Engin Cezzar'ın hastalığını ve ölümü beklerken içinde bulunduğu ruh halini anlatıyor. Dolayısıyla ilk kitaptaki büyülenme durumunu yaşamadım; orada çocukluğunu, gençliğini, tutkusunu ve tiyatro aşkını anlatırken Türkiye'nin yakın tarihini de ortaya koyuyordu Gülriz Sururi. Bu kitapta iste ruhu ne denli canlı da olsa yaşlandığını hissediyoruz, ölümden o kadar çok bahsetmiş ki. Çünkü o giderse Engin Cezzar'a ne olacak ? Hayatını aynı şekilde nasıl idame ettirecek, hep bunu düşünüyor.


Kitapla beraber Gülriz Sururi'nin Müzikhallerim cd'si de geliyor. Ben özellikle sözlerini Engin Cezzar'ın harikulade Türkçeleştirdiği Let The Sunshine In - Doğsun Güneş şarkısını dinlerken çok mutlu oldum. Kimbilir acaba günün birinde bir tiyatro topluluğu geçmişte Gülriz Sururi ve Engin Cezzar'ın sahip olduğu cesareti bulup Hair'i sergiler mi?






1 Ekim 2016 Cumartesi

13.Oda (Room 13)


Edgar Wallace, Labirent Yayınları

Çeviri : Seda Çıngay


1920'lerin gangsterler dünyasında geçen klasik bir İngiliz polisiyesi. Sevdim.