8 Haziran 2011 Çarşamba

Firmin, Hümanist Entel Serseri (Firmin)

Sam Savage, Özgür Yayınları

Nedense elime yapışıp kaldı Firmin. Halbuki incecik bir kitap. Firmin 13. kardeşin sonuncusu ve en miniği olarak bir kitapçının bodrumunda dünyaya gelir. En küçük olduğundan annesinden yeterli süt ememez, açlıktan kitapları kemirmeye başlar. Yavaş yavaş okumayı öğrenir ve kitapçıdaki bütün kitapları okumaya başlar. Ne de olsa tadı güzelse okuması da güzeldir! Fakat zamanla insanlarla iletişim kurmak için dayanılmaz bir istek duymaya başlar. İşte bu istek başına belalar ve yeni serüvenler getirecektir. Zorlukların yanısıra beklenmedik bir dostluk da bulur Firmin.

Kitapsever bir farenin hüzünlü otobiyografisini okumak isteyenler için. Bütün sayfalar boyunca pek çok edebiyat referansı olduğunu da belirteyim.


6 Haziran 2011 Pazartesi

Bab-ı Esrar

Ahmet Ümit, Doğan Kitap

Karen, Türk bir baba ile İngiliz annenin kızıdır. Hippi annesi 40 sene evvel Katmandu'dan evine dönerken Konya'ya uğramış, mevlevi tekkesinde derviş olan babası ile tanışarak aşk yaşamaya başlamış. Babası dergahı terkedip annesiyle Londra'a taşınmış ama Karen 12 yaşındayken ailesini terk ederek bir mürşidin peşinden aşk yoluna düşmüş.

Karen sigorta şirketinde eksperdir. Babasının onları terk edişini anlamamış ve affedememiştir. Bir dava için Konya'ya gelmesi gerekince bir kere daha geçmişi ve babası ile yüzleşme şansı olur. Konya'daki otel yangınını incelerken tuhaf deneyimler yaşamaya başlar. 700 yıl önce yaşamış Şems-i Tebrizi , Karen'a görünmekte, hatta Karen onun suretine büünerek geçmiş dönerek yüzlerce yıl önce Konya'da yaşananlara şahit olmaktadır. Peki bütün bu olanların amacı nedir?

Bab-ı Esrar bir polisiye değil. Bir gerilim romanı da değil. Mevlana ve Şems'i, Mevlevi felsefesini anlatmaya çalışan duygusal bir roman. Bunun için de yarı Türk yarı İngiliz bir kadının Şems'in içine girerek onun gözünden olaylara şahit olması yöntemi biraz zorlama ve çok paldır küldür geldi. Keşke doğrudan Mevlana'yı anlatan bir roman olsaymış, ya da günümüzle paralel kurgu giden cinayetli, heyecanlı bir çalışma olsaymış. Bu kitabı, belki bir kadının ağzından yazıldığı için heyecansız ve biraz bayık buldum. Açıkçası kitapta merak duygusu eksik. Sayfaları çevirtecek heyecan ve merak duygusu olmayınca da sıkıcı olmuş kitap haliyle. Ahmet Ümit'ten Kavim veya Beyoğlu Rapsodisi tadında bir çalışma okumak isteyenler Bab-ı Esrar'dan uzak durmalı .


4 Haziran 2011 Cumartesi

Yakala Chet! Bir Köpek Polisiyesi (Dog On It)

Spencer McQuinn, Epsilon Yayınevi

Bir Bernie & Chet polisiyesi. Bernie karısından boşanmış, oğlunu deli gibi özleyen, eski filmleri ve külüstür Porsche arabaları seven dağınık bir özel dedektiftir. Bir gün kaybolan kızının bulunmasını isteyen Bayan Chambliss Bernie'yi bu işi çözmesi için tutar. Kız ertesi gün kendiliğinden çıkıp gelince Bernie işin bittiğini zanneder ama hafta bitmeden genç kız bir daha ortadan kaybolacaktır. Bernie ortağıyla birlikte bu vakayı çözmeyi aklına koyar. Ortağı kim mi? Chet! K9 diplomasını son anda kaçıran (tam sınavın ortasında o kedi de nereden çıkmıştı sanki?) Bernie'yi canı gibi seven, bir kulağı siyah bir kulağı beyaz, duygulu, akıllı ve çokca yaramaz polis köpeği Chet, Bernie'nin dedektiflik bürosu ortağı ve en iyi dostudur. Olağanüstü koku alma yeteneği ve müthiş sıçrama kabiliyeti ile Chet kötü adamlara aman vermeyecektir. Ama arada sırada işi unutup çalılara izini bırakmak, tavşan kovalamak, izinsiz elalemin havuzlarına dalmak gibi yaramazlıklar yapmaktan da geri kalmaz tabii.

Çok tatlı bir kitap Yakala Chet! . Kitabın özelliği şu, olayları bize Chet anlatıyor, macerayı köpeğin bakış açısından okuyoruz. Akıllı ve duygulu bir köpeğin insanlar hakkında düşünceleri, yaşama bakış açısı ve iz peşinde koşarken birden ona gayet normal gelen yaramazlıklar peşine düşmesi nefis bir şekilde anlatılıyor. Bu esprili ve cesur köpeği çok ama çok sevdim. Şahane bir karakter doğrusu.

Chet ve Bernie kötü adamların peşinden Amerikan çöllerinde hareketli bir macera yaşıyorlar. Chet arabada gitmeyi çok seviyor; biftek yemeği, çiğneme çubuklarını, çocukların kahkahalarını, ama en çok Bernie'yi. İnsanlar konuşurken bazı şeyleri anlamıyor Chet;  mesela sayıları, boşanma, velayet gibi kelimeleri... Ama kokular ona çok şey ifade ediyor, kokuları takip ederek herkesi bulabilir Chet. Bilmediği tek şey, kediler nasıl olup da kuşları yakalayabiliyorlar ki? Chet hiç yakalayamamışken hem de:)

Pek zevkli bir macera, çok severek tavsiye olunur.