7 Şubat 2011 Pazartesi

Shantaram


Gregory David Roberts, Artemis Yayınları

Çeviri : Banu T. Öğüdücü



Avustralyalı eğitimli bir adam; uyuşturucu müptelası olur, para bulmak için silahlı soygunlar yapar, hapse atılır, bu sebepten karısından ve kızından ayrı düşer, sonunda habire gardiyanlardan dayak yediği acımasız hapishaneden kaçıp Hindistan'a gelir, Bombay (Mumbai) şehrine... Kitap işte tam burada başlıyor, kendine Lin diyen kahramanımız, Bombay'a adım atar atmaz en yakın dostu olacak kişiyle tanışır, dünya tatlısı turist rehberi Prabu! Onunla beraber Bombay'ın parlak yüzünün ardındaki coşkulu ve rengarenk sefaleti keşfederken, Hindistan'ın gerçek yüzünü tanır ve bu şehre aşık olur.


Prabu sevgi ve saygı belirtisi olarak Linbaba diye hitap ettiği kahramanımızı köyüne götürür, Lin burada yerel lehçeyi öğrenir. Dönüş yolunda sarhoş olurlar, hırsızlar bunlara saldırır, Lin'in bütün parasını çalarlar. Prabu, Lin için kendi yaşadığı 25000 kişilik gecekondu alanında bir baraka ayarlar. Linbaba barakada ücretsiz olarak klinik işletir, her işe koşar, gecekondu ahalisinden biri olur çıkar. Kolera salgınında canla başla bokun içinde çalışmaktan yüksünmez.


Kentin parlak tarafında da çeşit çeşit arkadaşları vardır, Fransız Didier, Alman fahişe kız Ulla, kovboy olmayı hayal eden Vikram, Vikram'ın umutsuzca aşık olduğu soğuk İngiliz kızı Lettie ve Lin'in Bombay'daki ilk gecesinde karşılaşıp ilk bakışta vurlduğu soluk kesici buzlar kraliçesi Karla. Rengarenk ve baharat kokan Bombay sokaklarında macera, hareket bitmez. Linbaba bu sokaklarda hüküm süren büyük Mafya Lordu Abdül Kadir Han ile tanışır ve zamanla onun ekibine katılarak her tür yasa dışı mafya işinde çalışır, çok para kazanır, Kadir'i babası gibi sever. Hint hapishanesine düşüp 4 ay korkunç çileler çeker. Onu hapisten çıkartan Kadir bhai ile Afgan dağlarına gidip Ruslar'a karşı savaşır. Bombay'a sağ salim döndüğünde Bollywood işine bile bulaşır. Yeni dostlar ona yeni serüvenler getirecektir. Sadece Bombay'a duyduğu aşk ile Karla'ya beslediği tutku onu hiç bırakmaz. Ve Linbaba yaşamaya devam eder.


Çok uzun bir kitap Shantaram. Neredeyse 900 sayfa, sayfaları büyük yazıları küçük. Ama daha ilk cümlesiyle beni içine çekti ve tüm kitap Linbaba'nın ağzından yazıldığı halde bir an bile sıkılmadan okudum. Ben hiç çizmem satırların altını. Eğer öyle bir huyum olsaydı, kitabın sürüyle satırını çizmiş olurdum. Pek çok acı, sayısız serüven, aşklar ve mutluluklar görmüş bu adamın hayattan öğrenip bizimle paylaştığı altı çizilecek ve unutulmaz alıntılardı gerçekten.


Bununla beraber bir felsefe kitabı, birbirimizi sevelim, öpelim; çakra mantra kitabı değil kesinlikle Shantaram. Macerası, heyecanı, merak duygusu hiç bitmeyen köri kokulu, rengarenk ve capcanlı bir roman o. Linbaba ve Prabu ile beraber Bombay sokaklarına daldığımız ilk sayfalarda Hindistan; baharat kokuları, abartılı renkleri, delişmen insanları ile yanı başımızda beliriyor; adeta biz de kahramanlarımızla beraber hareketli sokaklarda dolaşıyor; sıcaktan ter döküp Muson yağmurlarıyla ferahlıyor; akşam olunca gecekonduya dönüp yerde yatıyor; keyiflenmek için haşhaş tüttürüp Kadir bhai'den hayat bilgisi öğreniyoruz.


Eğer sizi bambaşka bir  kıtada çok farklı bir ülkeye götürecek, sanki orada o macerayı yaşatıyormuş gibi içine alıp her şeyi unutturacak akıcı bir anı-macera romanı okumak istiyorsanız Shantaram sizi bekliyor. Özel olarak Hindistan merakınız varsa da mutlaka okumanız gereken, kesinlikle ülkenin kalbini ve ruhunu anlatan bir kitap.

Etkileyici ve unutulmaz.


"İşte böyle yaparız. Önce bir ayağımızı, sonra diğerini öne atarız. Bir kez daha gözlerimizi kaldırır dünyadaki karmaşıklığa, neşeye bakarız. Düşün. Yap. Hisset. Kendi yaşadıklarımızı, dünyayı besleyen ya da kurak bırakan iyilik ve kötülük dalgalarına bırakırız. Gölgeyle kaplı haçlarımızı umutla bir sonraki gece için yanımızda sürükleriz. Yeni bir günün vaatleriyle cesur yüreklerimizi ittiririz. Kendimizin dışında bir gerçeği tutkuyla, aşkla ararız. Özlemle, tarifsiz bir istekle kurtarılmayı tüm kalbimizle bekleriz. Kader bizi beklediği sürece yaşamaya devam ederiz. Tanrı yardımcımız olsun. Tanrı bizi affetsin. Yaşamaya devam ediyoruz."





11 yorum:

  1. shantaram kesinlikle ben kitap severim diyen herkesin okuması gereken bir eser...ders çıkartacağımız çok şey var bu kitaptan..

    YanıtlaSil
  2. çok uzun ama okuyacağız el mecbur;)

    YanıtlaSil
  3. martta hint ayımız var keşke daha önce bu kitabı okusaydınız da bende daha önce listeme alsaydım neyse hint ayı 2 yaparız belki. Merak ettim sayenizde kitabı :)

    YanıtlaSil
  4. Sedacım tamamen katılıyorum. Sırf satırların altını çizmek için tekrar okuyabilirim bu kitabı.

    Alkım 2 komple pazar, 2 yarım cumartesi, bir de cuma gecesi sürdü sanırım okumam. sabahtan akşama kadar okuyarak 3-4 günde biter. ben hafta içi okuyamadım, sadece hafta sonu pazar günü okuduğum için uzun sürdü bitmesi.

    thalassapolis : Denizcim Hindistan bu kapağın altında :))) programına sokmaya çalış derim ben.

    YanıtlaSil
  5. Şahane bir yazı olmuş şeker :)

    Kinyas ve Kayra depresyonundan çıkıp bitirebilirsem şöyle eğlencelik bir kitaba ihtiyacım olacak galiba...

    Zaten Gizem sayesinde listeme almıştım ama bu yazıdan sonra iyice ön sıralara atladı :)

    Merci :P

    YanıtlaSil
  6. nee depresyon mu? ben okumam o zaman Kinyas'ı, haleti ruhiyem zaten sallantıda, bunalıma girerim yafu:((

    YanıtlaSil
  7. çok güzel yazmışsın judican.
    ben çok çizmiştim altlarını ama bi arkadaşımda kaldı o da taşındı gitti.
    "hayat seni güldürmüyorsa espiriyi anlamadın demektir." in açıklamasından çok etkilenmiştim.

    lin'in kankasının adı neydi aklıma taklıdı bi türlü gelmio, memati kılıklı olan hani.
    bu arada yazaarın tipi hakkında ne düşünüyosun, beni çok şaşırtmıştı. hayalimdeki gibi değildi ama sonra linle özdeşleştirdim =))
    youtubedaki videolarında dr.luk maceralarını anlatıyo çok eğlenceli.

    ayrıca kitap boyunca karlaya uyuzz oldum.
    bi de afganistanda geçen kısımlarda biraz sıkıldım itiraf ediyorum.
    900 sayfa bitince düşündüğüm ilk şey "ee daha bi sürü şeyi anlatmamışki.." oldu.
    daha devamı olsa okurum
    sanırım ikinci kitabı çıkacak "mountain shadow" diye..

    YanıtlaSil
  8. Euphoric'ciğim kitaplarına kıyıp nasıl veriyorsun bebeğim , ben ancak kıramadığım kuzenime bi de abimin eşine veriyorum, onda bile uykularım kaçıyor sinirden. giden kitabın geri gelmeme olasılığı çok yüksek.

    linbaba'nın kankası abdullah idi, ömer şerif gibi yakışıklı, hep siyah giyinen iranlı savaşçı:) memati demene koptum ama :)))))

    yazarın tipi götüme benziyor, adamcağız kitapta çirkinim diye kendine haksızlık etmiyormuş, hakikaten çirkinmiş:)) ben tipini hep Behzat Ç dizisindeki Hayalet gibi düşünüyordum:)))

    afgan dağlarındaki savaşta ben de öf dedim, yiter dedim, hindistana geri dön hare krishna dedim. devamı çıksın da okuyalım, daha başına çok iş açmıştır bu sersem adam:))) linbabaaaaaa, prabuuuu, yaa çok güzel bir kitaptı, hiç unutmayacağım:))

    YanıtlaSil
  9. bana shantaram tadında-ayarında kitap önerebilir misiniz?

    YanıtlaSil
  10. Henüz bulamadım, keşfedemedim o kitabı:)

    YanıtlaSil
  11. şuan 120. sayfadayım , tek diyeceğim muh-te-şem.. Keşke yazılar biraz daha büyük ve baskısı daha kaliteli olsaydı. Uzun süre veya işten sonra akşamları okuyunca gerçekten zorlanıyorum.

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.