17 Haziran 2012 Pazar

22 / 11 / 63 (11 / 22 / 63)

Stephen King, Altın Kitaplar

Stephen King, lise yıllarımın vazgeçilmezi idi, Agatha Christie ile beraber. En son 90'ların başında Oyun ve Ruhlar Dükkanı kitaplarını okumuştum, ikisini de çok sevdiğim halde tekrar bu yazarın bir kitabını okumam için 20 sene geçmesi gerekti.

Yazarımızın son çıkan kitabında zamanda yolculuğu konu ettiğini öğrenince hemen okumak istedim, oldukça ilgimi çeken bir mevzu zaman yolculuğu. Kitabı Remzi'de görür görmez aldım ve okudum.

22/11/63 epey kalın, 808 sayfa. Okuduğum en kalın Stephen King romanı olsa gerek. Başı ve ortalara kadar çok hevesle okudum, epeydir işten eve gelip televizyonu kapatmamı sağlayan, 22/11/63 gibi uykuya meydan okutan bir kitap okumamıştım diyebilirim. Kitabı bitirebilmek içinse Cumartesi günü öğlenden gece 2'ye kadar okumam gerekti. Çünkü gerçekten oku oku bitmiyor, ortalarını geçtikten sonra "azıcık daha kısa olsaymış iyiymiş" dedim. Ama son 200 sayfada kendimden geçtim, o kadar heyecanlandım ki, ara vere vere okudum kitabı. Sanki müthiş bir aksiyon filmi gözlerimin önünde canlanıyordu. Bir an bile sıkılmadan okudum. Kitabın geneli için de bunu söyleyebiliriz, biraz uzun tutulmuş birkaç kısım olduğunu kabul ederek.

Çok kısaca konusundan bahsedecek olursam, Jake Epping 30'larında, sıradan bir İngilizce öğretmenidir. Kasabadaki küçük burger lokantasında, Al'ın Yerinde şişkoburger yemeyi sever. Bir akşam Al onu restorana çağırdığında ise çok şaşıracaktır, daha dün gördüğü adam tanınmaz haldedir. Al, Jake'e büyük sırrını verir, restoranın kilerinde geçmişe, 1958 yılının 9 Eylül sabahına giden bir tavşan deliği vardır. Geçmişe gidip orada yıllarca kalan Al, hastadır ve Jake'den kendi yerine geçmişe gidip birkaç sene orada kalarak imkansız gibi görünen bir şey yapmasını ister: John F. Kennedy suikastını önlemesini. Jake geçmişten oldukça etkilenmiştir, uzun etekli şapkalı hanımlar, birbirine selam veren insanlar, sürekli çalan cep telefonu ya da zaman öldürten internetin olmaması onu büyülemiştir. Al'ın teklifini kabul edip tavşan deliğinden geçer ve JFK suikastini engellemek için çalışmaya başlar. Onu düşündüren tek şey ise Kelebek Etkisidir, yani yaptığı eylemlerin gelecekteki yansımaları...



12 yorum:

  1. Ben Stephen King'in sadece Yeşil Yol'unu okudum, herkesin King okuduğu dönemde ben gerilimden çok gerildiğim için uzak duruyordum :) Şimdi anlaşılan yine çizgisinin dışında bir şey yazmış, okuduğuma göre yoğun araştırma da yapması gerekmiş. Ben de yıllar sonra tekrar bu kitapla King okumaya karar verdim. Şu an Nazlı Eray'ın Venüs'ün Son Gecesi kitabını okuyorum; o da geçmişle iletişim kurarak Merilyn'in öldürülmesini engellemeye çalışan bir kadını anlatıyor. İki kitap üst üste iyi gidebilir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zamanda yolculuk çok merakımı cezbeden bir konu. Stephen King hakikaten çok araştırma yapmış, insanı alıp o yıllara geri götürüyor. Gerçeküstü korkutucu bir roman değil oldukça heyecanlı bir macera yazmış.
      Venüs'ün Son Gecesi'ni listeme ekledim, konusu çok meraklı:)

      Sil
  2. Ben 1-2 tane okudum Stephen king
    ama çoook uzun zaman oldu
    tekrar okumayı istiyorum ama
    <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de en son yıllaaar önce okuduydum:) bildiğin Stephen, akıcı hızlı zevkli anlatım, oh pek hoş, pek güzel:)

      Sil
  3. Zamanda yolculuk, tavşan deliği gibi fantastik kurguları olan kitapları sevmesem de, yazarın Stephen King olması ve Keneddy suikastinin işlenmesi bu kitabı okutturacak sebeplerden

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Stephen King kesinlikle okutturuyor kitabı, bir de 50'lerin 60'ların dünyasını çok araştırmış herhalde, başarılı bir şekilde o günleri kafamızda canlandırıyor.

      Sil
  4. Tantım kitap çok sürükleyici taaaki sadie ile olan o uzuuun diyologlara kadar. son 300 sayfada gereksiz yerler vardı fakat son 70 sayfa dört nala gidiyor. Ha ayrıca insan kendini Jake yerine koymuyor değil. Hani ben olsam ne yaparım falan gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya evet, o son bölümde ben Jake'le beraber koştum nefes nefese kaldım yeminle:) nefis yazılmıştı, gerçekten dört nala.
      ben olsam ne yapardım acaba?? Zaman makinesi olsa ben Cumhuriyetin ilk yıllarına, Atatürk'ün hayatta olduğu zamanlara gitmek, Türkiye'nin o halini yaşamak isterdim. Sonra da 3000 yılına filan gidip geleceği görmek isterdim. bizden yüzlerce yıl sonra dünya nasıl bir yer olacak çok merak ediyorum.

      Sil
  5. Bugün aldım judycim, sen begendiysen güzeldir.
    Stephen amcanın kitaplarını üniversitede çok okurdum. Falcı, oyun, ruhlar dükkanı vs bir sürü kitabunu okudum ama beni en çok etkileyen "O" idi.
    Düşünsene adam küçükken arkadaşları ile yaşadığı bir şey yüzünden o kadar korkmuş ki büyüdüğünde, herşey çoktan geride kaldığında gelen bir telefon ile korkusundan intihar ediyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O'yu okumamıştım, artık okumama gerek kalmadı sanırsam ahahah:))
      Ruhlar Dükkanı'na bayılırım, şeytani bir romandı:)
      En sevdiğim de Gerald'ın Oyunu idi. Keşke kitabın adı Oyun değil, orijinali gibi Gerald'ın Oyunu olsaydı, ben kendimce hep böyle bahsediyorum Oyun'dan:)

      Sil
  6. Bayramda 500 sf kadar okudum. Oku oku bitmedi hakikaten :/
    Dediğin gibi aksiyonlu sonlara ulaşmaya çalışıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ama çok zevkli di mi:) finali de çok heyecanlı:)

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.