28 Şubat 2014 Cuma
Yavru Kuş (Fledgling)
Octavia Butler, Aylak Kitap
Çeviri : Algan Sezgintüredi
Kahramanımız karanlıkta uyanıyor. Istırap içinde ve çok aç olduğunun farkında. Kim olduğunu, başına neler geldiğini, hiç bir şeyi hatırlamıyor. Sadece karanlık ve acı var. Yanına yaklaşan bir hayvanı farkedince onu yakalayıp yiyor. Yedikçe iyileşmeye başladığını anlıyor. Avını çürüyene kadar yiyor. Birkaç gün sonra görmeye, ayaklanmaya başlıyor. İçinde uyandığı mağaradan çıkıyor, ormana giriyor. Yavaş yavaş kelimeleri anımsıyor, ağaç, geyik, yol gibi. Geyik avlayıp karnını doyuruyor.Ama ihtiyacı olan başka birşey. Taze insan kanı. Çok geçmeden genç bir adamla karşılaşıyor ve ilginç bir ilişkiye giriyorlar.
Çok farklı bir vampir hikayesi anlatıyor Yavru Kuş. Bir kere, vampirler kendilerine İna diyorlar. Binlerce yıllık bir tarihleri var ve kesinlikle insan öldürmüyorlar. İnsanlarla beraber yaşıyorlar. İnsanlar İnalar'a taze kan veriyor, karşılığında eşsiz bir haz, uzun bir yaşam kazanıyorlar. Kahramanımız ise, geçmişini ve ailesini katledenleri bulmak üzere arayışa koyuluyor. Evet, o bir İna ama İna olmaya dair hiç birşey hatırlamıyor. Her şeyi baştan öğrenmek zorunda. Bu esnada biz de yepyeni bir vampir kavramını keşfediyoruz.
Güzel bir roman. Bir başlayınca bırakamadığım cinsten, tek oturuşta okudum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.