Harper Lee
Go Set a Watchman, Bülbülü Öldürmek'in devamı gibi lanse edilmişti. Aslında Bülbül'ün ilk taslağı imiş. Harper Lee bu romanı daha önce yazmış. Sonunda Bülbül'e evrilmiş roman.
Kitap yayınlandıktan yaklaşık 1 hafta sonra orijinali Remzi Kitabevinde görünce hemen alıp okudum. Türkçesini de Sel Yayıncılık sene sonuna kitap fuarına yetiştirecek. Tabii onu da okurum.
Watchman Bülbül'den 20 sene sonrasında, New York'dan eve dönen Jean Louise'in yaşadıklarını anlatıyor. Bülbül'ün aksine olayları Scout'ın ağzından dinlemiyoruz bu sefer. Maycomb Kasabası, Güneyli yaşam tarzı, zenci politikaları ve Jack amca kitaptaki başlıca konular. Benim en hoşuma giden, geçmişi düşünen Scout'ın yaz tatilinde Jem ve Gil ile kilisecilik oynadıklarını hatırladığı kısım oldu. Zaten en çok Scout'ın küçüklüğünden bahsedilen bölümleri sevdim. (ilk dansı, bebeklerin nasıl yapıldığını öğrenmesi). Finaldeki Atticus & Scout yüzleşmesi ve sonunda Jack Amca ile geçenler de çarpıcıydı.
Kitabı Bülbül'ün devamı olarak düşünmeden okuyun. O amaçla yazılmamış zaten. Devamı olsaydı kalbim kırılırdı. Ama değil. Bülbül'ün ilk taslağı sadece.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.