Abdülmecit'i 2 sene önceki Tüyap Kitap Fuarı'ndan almış ama bir türlü okumamıştım. Bu seneki fuara gitmeden evvel, artık ayıp olmasın diye okuyup bitirdim. Kitabı okuduktan birkaç gün sonra bu padişahın mecliste anıldığını, ölümünün 150. yılı anısına Dolmabahçe Sarayı'nda bir sempozyum düzenlendiğini görünce de zamanlamama çok şaşırdım. Tam gündeme uygun bir okuma yapmışım demek ki:)
Eğer Hıfzı Topuz'un Meyyale, Taif'te Ölüm, Paris'te Son Osmanlılar romanlarından birini okuduysanız; yazar bu kitapta aynı romantik uslubu devam ettirmiş. Gayet yumuşak, sapsade bir anlatım; ana kahramanın hikayesinde yer alan yan karakterlerin ibretlik öyküleri, bol bol harem masalları ile örülmüş bir kitap elimizdeki. Abdülmecit'in hayatındaki belli başlı dönüm noktalarına değinirken ağırlıklı olarak harem olaylarına, padişahın birbiri ardına yaşadığı aşklara, kadın maceralarına yer veriyor. Bence bu alana kaymayıp ne bileyim bir Dolmabahçe Sarayının nasıl inşa edildğine bile yer verse daha başarılı olabilirdi. Kitaptan bende kalan, padişahın kadınlardan başını alamayan, nazik ve sevilen bir adam olduğu sadece. Fazla harem ağırlıklı yazıldığını düşünüyorum eserin.
Harem, cariye, aşk meşk konularıyla ilgiliyseniz okunabilir. Bir Osmanlı sultanı olarak Abdülmecit hakkında okumak istiyorsanız bu kitap doğru seçim değil.
Asli canim benim iyiyim alistim sukur:)
YanıtlaSilbak mesele tarihse sana Yilmaz Oztuna yi oneriyorum.
Bir darbenin anatomisini muhakkak oneriyorum o sikici puntosuna ragmen mukemmel akici.Sultan Abdulaziz donemini ve o donemde yapilan darbeyi arda arda yapilan yanlislari' sonuclarini mukemmel akicilikta anlatmis.
ben de bi vakit bulursam alicam elime kipat tatlim bu ne hiz senin postlara yetisemiyom kitab okumayi birak:)
canım birkaç hafta önce okumuş idim kitapları, yazıları sonradan bir anda yazıp otomatik ayarladım, pıt pıt çıktı yazılar:)) Kodeks'i yazmam lazım, yeni kitaba başlamam lazım amma olmuyor bir türlü.
YanıtlaSil