17 Ağustos 2012 Cuma

Kütüphanem

Şirket Çarşamba gününden yaz tatili için kapatılınca, evde boş geçireceğime tatilin ilk günü işe yarasın dedim ve yıllardır ellemediğim kütüphanemi boşaltıp temizledim. Gece 10'da işim bitti, çok yoruldum, parmaklarım koca kitapların arasına sıkıştı birkaç kere filan ama sonuçtan son derece memnunum. Üstelik kayboldu sandığım 3 tane cımbız buldum, iyi mi?

Hazır temizleyip düzenlemişken, sizinle de paylaşmak istedim kitaplarımı:

Kitaplığım 3 sıra raftan oluşuyor, bir duvarı kaplıyor sadece, çok az değil mi?

Sol sıradan başlayalım. En üst rafta Afa Yayınlarının Binbir Gece Masalları var, Alim Şerif Onaran tarafından da imzalanmış üstelik:)  Onların yanında kıymetli Alexandre Dumas'lar ve 3 kutu set: Anne of Green Gables seti, Yüzüklerin Efendisi seti + Hobbit ve İlahi Komedya Seti.

Bir alttaki raf komple Can yayınları, Isabel Allende, Gabriel Garcia Marquez, Vasconcelos.. Ortadaki parça pinçik roman Yüzyıllık Yalnızlık. Ailecek favorimiz olduğu belli oluyor:)))


Rafları doldurduğum objeleri de yazayım : Tahta oyuncak bebekliğimden kalma, adı Memoş:) Çinili kutu Konya'da, biblo lise yıllarından (Doksanların başı) .

Alt rafta Kermit'i Lady Charlotte bulup getirmişti bana. Porselen maske Venedik hatırası, Uğur Mumcu'nun katledildiği günlerden beri sakladığım kart. Çini güvercin biblosunu annem hediye etmişti:)


Alt raflara inelim bakalım :


Alaaddin'in oturduğu rafta İstanbul, Osmanlı tarihi, eski günler etrafında dönen kitaplar bulunuyor, misal Aydın Boysan'ın ve Jak Deleon'un İstanbul üzerine yazdığı kitaplar, Edmondo De Amicis ve Julia Pardoe'nin seyahatnameleri, Harem üzerine kitaplar, Hıfzı Topuz romanları vs vs, en eski kitaplarımdan bunlar. Gökhan Akçura'nın bayılarak okuduğum Ivır Zıvır Tarihi kitapları da bu rafta yerini buldu:)

Bir altta ise Doğan Kitap ve Yapı Kredi Yayınları romanlarını sıraladım. Yakın tarih kitaplarım da burada. Ortada ise Amazon'dan aldığım ciltli Daddy Long Legs ile Dear Enemy göze çarpıyor:)

En alttaki raflara geçelim:

Beşinci rafın sağ tarafında Orhan Pambıklar, Murathan Mungan, Elif Şafak vs var. Ortada ilkgençlik döneminden kalma Chales Bukowskiler. Çalıkuşu ile başlayan sıra karışık, Peter Pan de var, Adı Aylin de var. Burada bahsetmek istediğim, yıllar yıllar önce sahaflardan bulduğum, Erica Jong'un Fanny romanı. Kapısı önüne bırakıldığı evden kaçan, yolda cadı, fahişe, korsan ve köle olan Fanny'nin harikulade maceraları unutulmazdı gerçekten.

Rafın en solunda ise kaçınılmaz olarak Bronteler ve Austenler bulunmakta.



En altın bir üstünde yine eski kitaplar dizili, Jackie Collins var mesela:) Baba var, en güzeli de Dehşetengiz var. Nefis bir romandır bu, Üç Silahşörler'in İkinci Dünya Savaşı'na uyarlanmış bir yorumudur. Ne yazık ki devamı basılmamış.

En alt rafta ise harika şeyler var. Bunlar büyük boy, güzel kitaplar. Star Wars, Indiana Jones, Harry Potter ile ilgili ekseri. Queen kitapları da burada. Sadun Boro'nun teknesi Kısmet ile yaptığı dünya turunu anlattığı Pupa Yelken, ortaokul yıllarından kalma, pek kıymetlimdir. Bir sürü de dergi dizili, çoğu Star Wars kapaklı, bir de Prenses Diana'nın öldüğü hafta çıkan Time ve Newsweek dergilerini saklıyorum. Atlas'ın her sene yılbaşında çıkarttığı İstanbul sayılarını da mümkün olduğunca biriktiriyorum.

1900lerin başında Nil nehrinde gezen seyyahların fotoğraflarından oluşan Vintage Egypt kitabım ise bu raftaki yıldızım.

Böylece en sol sırayı bitirmiş olduk. Gelelim orta sıraya. Orta sıranın en üst rafı Altın Kitaplar'a ait. Agatha Christie, Stephen King, Dean Koonts kitapları bu rafta. Biz lisedeyken ortalığı kasıp kavuran Çatı'yı da bu kitaplar arasında görebilirsiniz:)) Bu raftakiler kütüphanemin en eskilerinden ekseriyetle. Ayrılık Şarkısı yine sahaflardan çıkma bir hazine. Rüzgar Gibi Geçti de en eski kitaplarımdan.



Bir alttaki rafı aslında komple seyahatlarden getirdiğim ıvır zıvırla doldurmuştum ama baktım kitaplar sığmıyor, sıkıştırdım biraz bunları:) Kıymetli Harry Potter serisi ile, İspanya'dan aldığım Lady Oscar mangalarımı bu rafa dizdim. Objeler ilk seyahatlerden, Japonya'dan sake bardakları, Macaristan'dan  çanak çömlek, İsveç'ten kupa vs vs.


Kütüphanenin en orta raflarında çok güzel kitaplar var. Fotoğraflarla 1900'lerden itibaren 10'ar yıllık  dünya tarihini anlatan Getty kitapları favorim. Sinema kitaplarım da burada. Kocaman Moda kitabını İspanya'daki Tekstil Müzesinden almıştım ve her sayfasında ayrı bir fotoğrafla modanın tarihini gösteren nefis bir kitap. Şu bol resimli sanat kitaplarının bir kısmı da bu rafta, zevkli kitaplar köşesi burası yani:)



Alttaki rafta canım Haldun Taner kitapları, Çetin Altan kitapları, Ferhan Şensoy, Gülriz Sururi, Engin Cezzar, Haldun Dormen hatıraları, bir kaç yerli roman bulunmakta. Çok kıymetli 1964 basımı Üç Silahşörler ciltlerim de burada.

Objelere gelecek olursam, Mevlana tabii Konya'dan, karşısına Darth Vader'ı koymak fikri çok hoşuma gitti:) Sol alttaki küçük oyuncağım pek eski, Alaaddin'in uçan halısı. Tuhaf cam şişe görünümlü şey de, domuzcuk, içinde bir sürü minik domuzcuk şeklinde silgi var, çok çok eski :)

Orta sıranın en alt raflarına bakalım şimdi de:



Üstteki rafı, Twilight ve diğer pespaye aşk romanlarına ayırdım. Eğer "Allah Allah kontesi kim sikti" temalı romanları seviyorsanız Judith McNaught bu konuda favorim:)) Lordlar, dükler, düşesler al takke ver külah, tam aradığınız kitaplar bunlar:))

Ortadaki sırada vampir temalı romanlar, seri romanlar var. Bunlar hep yeni, Star Wars kitapları da bolca mevcut. Ortada güneş gibi parlayan Shantaram ise gözbebeği bu grubun:)

En alt rafta artık yer kalmadığı için buraya doldurduğum bolca roman görebilirsiniz. Tess Gerritsen kitapları polisiye rafına sığmadı, Dantel pespaye romanlar rafına sığmadı falan filan:))

Son sıraya geldik:

Kütüphanenin sağdaki sırasının en üst rafı eski tozlu kitaplara ait:



Pardayanlar, bir sürü Muazzez Tahsin Berkand ve Kerime Nadir kitabı (Kabalcı'da 0,50 kuruşa satılıyorlardı napim?) Rüzgar Gibi Geçti'nin ilk Türkiye basımı, Üç Silahşörler'in 1970 basımı hep burada.

Alttaki sırada, sıra beyaz ciltler, İthaki'nin 5 lira mı 10 lira mı çok cüzi fiyata sattığı Jules Vernes romanları. Diğer İthakiler de burada. Sağda ise pek az olan şiir kitaplarım ile Oğlak Yayınlarından 2 güzel klasik bulunmakta. Oğlak klasiklerinin hem çevirisi hem de kapakları pek güzel oluyor, seviyorum.

Objelerden çay kutuları hediye, C3P-O niye burada kalmış anlamadım, sake şişesini ben almıştım Japonya'dan, sütlük dede yadigarı, küçük plastik kutu Göteborg hatırası.

Veee en heyecanlı raflara sıra geldi. İşte sıra sıra Ahmet Ümitler, Grangeler, Dan Brownlar:)))



Altta Glenn Meade ve Stieg Larsson ile diğer polisiyeler. Christian Jacq'ın bir ara çok popüler olan Ramses serisini de buraya sıkıştırdım. Bunları aşağı atıp Tess Gerritsenleri mi alsam araya, bakayım bir.

Bu grupta özellikle dikkat çekmek istediğim Elizabeth Peters'in Mısır Polisiyeleri. Kahramanımız Amelia Peabody, kız kurusu bir İngiliz, 1884'de babasından kalan mirasla seyahate çıkıp, Mısır'da hem piramit keşfediyor hem cinayet çözüyor. Ne yazık ki Oğlak Yayınları serinin devamını getirmedi :(




Sıra geldi son dip raflara. Üst sıra Paris'e adanmış, bol fotoğraflı gezi derlemeleri, güzel kitaplar var yine burada. Resimli kitapları çok seviyorum gerçekten. Zamanında YKY'nin 10 liraya sattığı minik boy genel kültür kitapçıkları da buraya sıkıştırdım.

Orta rafta battal boy kitapları dizdim, genellikle müzelerden aldığım resim kitapları var burada. Devasa The Thousand Buildings of Paris cildi bu rafın gözbebeği:)

En alt rafta ise, bebeklik fotoğraf albümüm, benden yaşlı Doğan Kardeş ciltleri, yıllıklar, İspanyolca sözlükler, hiç okumadığım İspanyolca romanlar dizili:)

Tek tek toz alır, sıra sıra dizerken "ne çok kitabım varmış, niye hep parasız olduğumu anladım"  demiştim kendi kendime. Şimdi bakınca tek bir kitaplık işte, o kadar da çok değilmiş aslında:)))

Unutmadan, bunlar da Euphoric'in son projesi için, masada okunmayı bekleyen kitap kulelerim, bunlara yer yok kitaplıkta, ne yapacağız bilmem:)



keyifli okumalar

xo xo,

26 yorum:

  1. hım...neffis bir posttu..çok şey yazmak istedim ama kısaca, gerçekten kıymetli bir kütüphane oluşturuyorsun/oluşturmuşsun cudican:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler Nilaycım. Bu da beni bir sonraki soruya getiriyor: ben ölünce bu kitaplar ne olacak:(

      Sil
  2. sen ölünce , kitaplarla büyümüş oğlun/ kızın okumaya başlayacak, hatta inş bunun için senin ölmeni beklemeyecek , çocuk yok diyorsan kitap bunlar ya ekmek istemez su istemez arkadaş, dışarıda bir sürü okul ve öğrenci var kitaba aç, hem de muhtaç, verirsin birilerine...Teşekkür etmeleri de yeter ,etmeseler de olur... şahsen ben bol miktarda para bırakıp al sana oğlum miras demek yerine, bir sürü kitap bırakıp al oğlum "işte hayat" demek isterim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok güzel dedin, benim istediğim de ben ölümce sahaflarda çuvalla satılmasın kitaplarım, onları okuyacak çocukların eline geçsin, hep okunsunlar. En iyisi eğitim vakıflarına bağışlamak herhalde.
      Sahaflardan kitap alırım ama yine de sahafa düşmüş kitaplara üzülüyorum, hele açınca kitabı ilk sayfada misal "Nermin'e halasından Kasım 1972" filan gibi yazıları görünce daha da üzülüyorum. Kitaplar okunmalı her zaman.

      Sil
  3. bana da bırakabilirsin canım :)
    şaka bi yana harika bi kütüphane, neresi az ve daha ne olsun :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. işte bize az geliyor, habire alıyoruz da alıyoruz kuleler dikiyoruz, biricik Euphoric'im benim:) Beğendin mi üçüz kulemi? birkaç tanesini tatile giderken götüreceğim bakalım, kule ufalsın azıcık:)

      Sil
  4. Şüper, bu postun üstüne bir de kütüphaneleri gösterelim serisi yapalım diyeceğim ama benim kütüphane Antalya'da, Ekim'e kadar beklemek durumundayız. Şimdi kuleler olsun, Ekim'de kitaplıklar bari.Sen bu postu tekrar yayına sokarsın o zaman.
    Hepsi harika, artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet evet yapalım, ben yine yayınlarım yazıyı:))
      Leylakcığım, Başkaldıran Kurşunkalem'i okumadım da yuttum adeta, ne şahane yazmış, ne şahane karakterleri bize tanıtmış-hatırlatmış. Özcan Özgür'ü hiç bilmiyordum ben mesela?

      Sil
  5. Judyyy harika bir kütüphanen var umarım benim de böyle bir oda dolusu olur ilerde :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. canım olur tabii olacak , daha güzelleri, daha doluları olsun hem inşallahhh (abla mode on:))

      Sil
  6. offf bayıldım kütüphanene! yaşıyor resmen! o kadar canlı ve hareketli ki! beni salsana buraya :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bazen kızıyorum kendime, raflara o kadar hatıra, obje vs doldurmak iyi değil, temizle diyorum ama kıyamıyorum. Sanırım kitaplığa o objeler hayat veriyor:)

      Sil
  7. Başım döndü Judy'cim, çokk güzeller ve hiç de az değiller ^.^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne ara okumuşum ben bunları, bazen şaşırıyorum. bana kitap sevgisini aşılayan aileme ne kadar teşekkür etsem az. hep onların sayesinde oldu bu kütüphane, özellikle de babamın.

      Sil
  8. harika yaa keşke kızın olsaydım yok bu olmadı keşke kardeşin falan olsaydım beraber kullansaydık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. zoi kuşum kedim olsaysın kütüphanede bütün gün uyuyacaktın, ben ara sıra kulaklarını silmek için filan kaldıracaktım seni ahahah:))

      Sil
  9. Mükemmel bir kütüphaneniz var. Özellikle eski kitaplarla dolu olan kütüphaneleri incelemeyi çok seviyorum. Ne güzel kokuyordur şimdi onlar.
    Allah daha da çok arttırsın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim
      Evet renkleri sarımsı ve sahaf sahaf kokuyorlar:)
      Sahaflardaki yığınlar arasında bulduğum bazı kitaplar en sevdiklerim oldu, onları bir başka seviyorum diyebilirim:)

      Sil
  10. merhaba,
    ''bayıldım yaaaa' gibi bir ergen yorumu yapmak istemiyorum ama harika.benimki de büyüyor işte ama bu kadar geniş bir kütüphane değl henüz. objeler de çok güzel.Harry Potter serisinin olduğu raf favorim.Mevlana ve Darth amcayı yanyana görmek de güzeldi:)
    ''ne kadar uzun bir sürenin ürünü bunlar?'' diye üffürükten teyyare bir soru sorsam,meraklandım.
    Umarım hiç ayrılmazsın kütüphanenden,çoğaldıkça çoğalır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Kütüphanem oluşmaya sanırım 5–6 yaşında babamın getirdiği milliyet kardeş dergisi ile başladı. Büyüdüğüm zaman da babam bu kütüphaneyi yaptırdı ve her sene kitap fuarına götürüp zenginleştirdik kitaplığı. Hakkını ödeyemem babamın.

      Sil
  11. Maşallah hiç az değil bence.Okumaya geç başladığım için çok pişmanım ben, umarım bir gün benim de bu kadar kitabım olur :) Dart Vader vs Mevlana ? Hahaha :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahahah, onları ben de çok seviyorum, light side vs dark side köşesi:))) ama dark side maçı lazer kılıcıyla alır gibi görünüyor:))

      Sil
  12. Çok beğendim. Eline sağlık çok güzel düzenlemişsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkürler Baharcığım, oldukça yoruldum ama iyi oldu.

      Sil
  13. Elinize saglik, hem kitaplik hem de yazisi cok guzel olmus..bir an resimleri photoshopta birlestirip kitapligi tek oarca gormek gelcti icimden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim:) kütüphaneyi komple gösteren bir foto çekmemişim nedense:)

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.