14 Şubat 2016 Pazar
Merhume
Murat Uyurkulak, April Yayınları
Okuduğum ilk Murat Uyurkulak kitabı idi Merhume. Yazarın dili çok yaratıcı, zengin. Oyuncaklı mı desem? Başta zevkle okuduğum bu dil sonlara doğru yordu beni.
Sürprizli bir hikayesi var kitabın. Hiç bahsetmek istemiyorum. Bir koldan Evren'in berikinden Hilmi ve Davut hafiyelerin öyküsü akıyor. Fantastik bir dünya çizmiş yazarımız. Haliç doldurulmuş mesela, üzerine kat kat binalar çıkılmış. Beyoğlu'nda büyük yangın çıkmış, Demirören ucubesi yağmalanıp yıkılmış. Ankara'da deprem olmuş, Aksultan enkazın altında bulunmamış. Bir sürü ince detayla dolu kitap, algınız açıkken okumak lazım o minik minik detayları kaçırmamak için.
Kitabın en başında, Agatha Christie polisiyelerinden aşina olduğumuz "kitaptaki karakterler", "eldeki ipuçları" ve "cevaplanması gereken sorular" kısmı çok hoşuma gitti.
Zevkli bir okuma idi ama bende "ovv gidip bütün kitaplarını okumalıyım" hissi yaratmadı açıkçası.
En aklımda kalan:
"Topuna koyim... Hakikaten iyilik diye bi şey olsaydı, adı iyilik olmazdı... İyilik diye bi kelimeye gerek kalmazdı... İnsanın tabiatına gömülü olurdu, otomatikman yapılırdı... İyilikmiş... Siktimminin iyileri..."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.