1947 senesinde, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, oğlu Erdal'ı fizik üzerine yüksek lisans yapması için Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'ne yolladı. Erdal İnönü daha önce yurtdışına çıkmamıştı. Yolculuğunun ve daha sonra eğitiminin her detayını ailesine gönderdiği mektuplarda uzun uzun anlattı, babası ne kadar meşgul olursa olsun ona hep cevap yazdı, daha çok anlatmasını istedi. İşte elimizdeki kitap, baba oğulun karşılıklı mektuplaşmalarından oluşmakta.
1947'den yükseklisans ve doktoranın sonuna, 1952'ye kadar devam eden mektuplaşmalarda, sadece Erdal İnönü'nün eğitim hayatına değil; İnönü ailesinin özel yaşamlarına, bu aile üzerinden Türkiye'de o yıllarda olup biten olaylara tanıklık ediyoruz. Tasarruf amacıyla kütüphanede paltosuyla oturup mektup yazan cumhurbaşkanı İsmet İnönü, oğluna gönderilen aylık paranın kuruşu kuruşuna nasıl harcandığının hesabını istiyor, beri yandan oğluna sadece ders çalışmamasını, gezmeyi, sinemaya ve klasik müzik konserlerine gitmeyi ihmal etmemesini tembihliyor. Oğlunun mektuplarını daha iyi anlayabilmek için fizik çalışıyor. Anne Mevhibe Hanım ise aman çocuğu üşütmesin diye evhamlanıp ona baklava, sucuk göndermeye uğraşıyor. Bütün mektupların genel havası ise karşılıklı derin bir sevgi ve bir ilim adamı yetiştirdiği için sonsuz gururlanan bir baba.
Kitabın içinde İnönülerin birbirlerine attıkları karpostallar, o tarihlerin gazete manşetleri, fotoğraflar da eklenmiş. Ben çok zevkle okudum. Açıkçası, oğlunu bilim adamı olarak yetiştirdiği için gurur duyan cumhurbaşkanına hayran olmadan edemedim. Kitabın en sonunda, Erdal İnönü'nün kesin dönüş yapacağı sırada ailesinin yolladığı mektuplara ise bayıldım. Anne Mevhibe Hanım, oğlundan bulabilirse oralarda çamaşır tutmaya yarayan plastik mandal diye birşey varmış, onlardan istiyor. Kızkardeş Özden ise, Paris'ten geçerken Miss Dior parfümü alabilir mi diye soruyor ağabeysine:)
Yakın tarih meraklılarına tavsiye olunur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.