15 Kasım 2015 Pazar

Son Şura


Sezgin Kaymaz, April Yayıncılık


Sevinç Kuşları, 3.kitap


Sezgin Kaymaz'ın Sevinç Kuşları üçlemesi, Son Şura ile tamamlanıyor. Kahramanlarımızla son kez buluşuyoruz artık, onları bir daha görmeyeceğiz. Başka bir gerçeklikte, onlar yaşamlarına devam edecekler. Canım Veysel, Naim, Hayri, Celil, Zila, Kübra, Gıyas, Deccal, Nazlı, Kıvırcık, Uğur, Taşkın ve daha onlarca rengarenk karakter kuşlarını uçurup gidiyorlar artık.


Kitap 7 Kasım'da fuarda ilk kez yayınlandı. Satın alan ilk kişi de benim:) Fakat şaşırtıcı, hemen okuyamadım kitabı. Ne bileyim, bunu da okuyunca bir başka Sezgin Kaymaz kitabı için daha ne kadar bekleyeceğiz, bilmiyorum ki? Neyse, sabrım 1 hafta bile sürmedi, kitabı aldığımın haftası okuyup bitirdim.


İkinci romanda olanların üzerinden 20 sene geçiyor ama bu 20 senenin geçişini ve 20 senede Ankara'nın ne biçim değiştiğini o denli akıcı anlatmış ki yazarımız, Ankaralı olmadığım halde onun özlemini paylaştım. Biz de Istanbul'da şehrimizi kaybettik çünkü. Bir Taksim Meydanımız bile yok.


20 sene sonra, Deccal Ağam ceketini asıp gitmişken, Japon namlı bir bela türüyor Ankara'da. Japon; Zila ile İrfan'ın; Kübra ana ile Gülhan'ın yaşadığı meşhur apartmanı almaya kalkışınca Gülbahçe İş Takip işe karışıyor. Böylece tüm kahramanlarımız son şurada bir araya gelip son oyunu oynuyorlar.


Serinin final kitabı olmasına rağmen yeni katakterler ekleniyor hikayeye: Ramazan Şerif, müdür Cüneyt, şöför Turna (allah onun binbir türlü belasını versin:), Ziya Amirim. Önceden tanıdıklarımız da adeta resmi geçit yapıyor. Ve finalde tüm hikaye bağlanıyor.


Aaa, allaa allaa, bak yaa diyerek okudum romanı, sonunda yüreğim kabardı yine:)


Kitabın kapağı hakkında da bir iki laf edeyim. İlk gördüğümde epey yadırgadım. Yazarın diğer kitapları (Bakele'den evveli) İletişim Yayınlarından çıkmıştı ve kapak tasarımları daha farklı idi. Daha klasik seçimlerdi ve çok hoşuma gidiyordu o kapaklar. Son Şura biraz tuhaf geldi o yüzden gözüme. Ankara detayları ile bezeli bir kapak. Yavaş yavaş alıştım diyebilirim:)


Sonuç olarak, tekrar diyorum ki : İyi ki Sezgin Kaymaz var ve iyi ki roman yazıyor:)


Algan Sezgintüredi, Judy, Sezgin Kaymaz

İmzalı kitabım:)




4 yorum:

  1. Ben de iki gün önce aldım elimdeki biter bitmez de okuyacağım ve de ilk okuyan olacağım diye düşünürken beni geçtiniz :) tabii bu bir yarış değil :) benim gibi Kaymaz hayranlarını görünce çok mutlu oluyorum sadece...
    Kitabın tasarımı konusunda size aynen katılıyorum iletişimden çıkanlar çok daha iyiydi ayrıca boyutlarda farklı, kitaplığa diğerlerinin yanına nasıl yerleştireceğim diye derde kaldım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen boyutu diğerlerine uymuyor. Diğerlerini üstüste bunu da dik koydum rafa:)
      Ben de Kaymaz okurlarıyla tanışınca çok mutlu oluyorum. Yani böyle bir efsane yazar neden daha fazla bilinmez ve tanınmaz anlamıyorum. Anadolunun büyülü gerçeklik ustası O. En renkli karakterler, en nefis Türkçe O'nda:)

      Sil
  2. Ay "diğer fotoğraf da güzeldi, kendine sakla" demiştim fuar gönderine yorum yaparken ama sen saklayamamışsın be kujuuum! :)))
    Okumuyorum gönderini, sevinç kuşlarını alıp okumak için Son Şura'yı bekliyordum, biliyorsun... şimdi hakkında hiçbi' fikrim olmasın istiyorum. Okumaya başlayınca göreyim nedir, ne oluyor, nasıl sonlanıyor? :)))
    Ayh! şu pozuna bakıp bakıp "Keşke ben de bugün seninle orada olabilseydim" diyorum, başka da bi' şey demiyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh keşke kuzum. Fakat biliyor musun şu fotoğraftaki anın sevinci bugün de devam ediyor. Bütün gün saçma sapan gülümsedim:)

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.