26 Kasım 2012 Pazartesi

Buz Prenses (Isprinsessan)

Camilla Lackberg, Doğan Kitap


Uzun süredir çok satanlar listesinde gördüğümüz bir kitap Buz Prenses. Orada olmayı da hakediyor diye düşünüyorum. Oldukça akıcı ve heyecanlı buldum bu polisiyeyi.

Zaten İskandinav polisiyelerini çok sevdiğimi farkettim. Amerikan dedektif klişeleri olmuyor bunlarda genellikle. Karla kaplı ıssız kasabaların köhne karakollarında; orta halli hakiki polisler vakaları çözmeye çalışıyorlar. Kuzeyli dostlarımızın öyle acayip teknolojik araçları, herşeyi şıp diye ortaya döken bilgisayar yöntemleri yok. Araştırma yapıyorlar, oflaya puflaya bir sürü evrak okuyorlar, ahaliyi soruşturuyor ve geçmişi eşeliyorlar. Böyle eski usul yöntemlerle davayı çözmeye uğraşıyorlar.

Buz Prenses de benzer bir hikayeyi anlatıyor bize. Erica, ebeveyninin ölümüyle yıllar sonra doğup büyüdüğü kasabaya geri döner. Daha ilk günlerde, feci bir rastlantıyla çocukluk arkadaşı Alexandra'nın cesedini bulur. İlk bakışta güzel kadın intihar etmiş gibi görünse de, Alex'in annesi buna inanmaz; başarılı bir yazar olan Erica'nın bu olayı incelemesini talep eder. Becca'nın çocukluk arkadaşı Patrik, kasabanın karakolunda dedektif olarak çalışmaktadır. Çocukluk günlerinden sonra ilk kez bir araya gelen ikili, Alex'in ölümünü araştırmaya koyulurlar.

Konu itibariyle tanıdık gibi aslında, yıllar sonra kasabaya dönen kadın, çocukluk aşkı, cinayet... Okuması ise bana oldukça zevkli ve meraklı geldi. Gece 1'e kadar uyumayıp bitirdim romanı. Üslubu gayet akıcı ve hikayesi merak uyandırıcıydı. Hikaye gelişirken sadece Erica'yı değil diğer kasaba insanlarını da anlatması kitabı zenginleştirmiş diye düşünüyorum.

Sevdim.



2 yorum:

  1. Bu kitabın baya reklamı yapılıyor galiba. Sürekli bu hanımla ilgili haberlere rastlıyorum. Rock star muamelesi görüyormuş memleketinde, romanın geçtiği kasaba turist cenneti olmuş. Kasaba kalkınmış sayesinde.

    O değil de keşke yazar olabilseydim yahu çok kıskanıyorum yazarları

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ablam kitabı yazmak için kursa gitmiş, yaratıcı yazarlık kursuna. Sonra dönem ödevi olarak bu romanı yamış:))) zamanında yapmak zorunda kaldığım dönem ödevlerini düşündüm de ağlamaklı oldum:))
      Ben de yazar olmak, laptopumla ara cafede roman yazıp kahve içerken etrafı seyretmek isterdim:)))

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.