Arnaldur Indridason, Doğan Kitap
Bir Reykjavik polisiyesi. Arka arkaya okuduğum İskandinav polisiyelerinden bir diğeri Sesler. Roman, Reykjavik'de, şehrin en büyük otelinde kapıcılık yapan, her yıl da Noel partisi için Noel Baba kılığına giren Gulli'nin cesedinin bulunması ile başlıyor. Adam 20 senedir otelin bodrum katında hücre gibi bir odada bir başına yaşamaktadır, kimse onu yakından tanımaz, ne yapıp ettiğini, nasıl bir adam olduğunu bilmezler, Gulli sadece kapıcıdır işte. Ailesi, arkadaşı yoktur...Onca senedir yaşadığı ufacık odada adamakıllı bir eşyası bile bulunmaz.
Dedektiflerimiz Noel curcunasında, bir yandan tuhaf cinayeti çözmeye çalışırken, beri yandan kendi kusurlu hayatlarıyla başetmeye uğraşırlar.
Sade, akıcı bir anlatımı var Sesler'in. Üslubuna sert bile diyebiliriz. Daha doğrusu epey gerçekçi meselelerden sakin sakin, açık sözlülükle bahsedince biraz sert gelmiş olabilir. Kitapta bir de İzlanda isimlerini takip etmek azıcık zoruma gitti. Mesela dedektifimizin adı Erlendur.. Neden onun tek ismi var da bazılarının (Misal yardımcısı Sigurdur Öli gibi) 2 ismi var, soyadı kanunu yok mu canım bunlarda, zaten telaffuzu da zor diye kendi kendime meraklanıp durdum.
Zevkle okudum, hiç bir cıvıklığa yer vermeyen güzel bir polisiye. Sevdim.
Hah, lafı ağzımdan almışsın; bu İskandinav abilerin en can sıkıcı kısmı isimleri. Nasıl telaffuz edilir, nasıl akılda kalır bilemiyorum ve denk geldiğimde de uyuz oluyorum.
YanıtlaSiladamların sert polisiyelerini sevdiğim için benim acilen alışmam lazım bu duruma
SilPolisiye romanlara bayılırım.Tanıtım için teşekkürler.Listeye ekledim.
YanıtlaSilsevindim:)
Sil