26 Ekim 2014 Pazar

Kanlı Kızıl Baron (The Bloody Red Baron)


Kim Newman, İthaki Yayınları

Çeviri : Cihan Karamancı



Dracula Günlükleri ikinci kitap.


Kanlı Kızıl Baron, Dracula Günlükleri'nde anlatılan olaylardan 30 sene sonrasında başlıyor. İngiltere'den kaçan Karanlık Lord, bu sefer Kayzer ile yakınlaşmış ve Almanlarla birlik olup Birinci Dünya Savaşını başlatmıştır. Savaşın en civcivli zamanında, her iki taraf göklerin hakimiyetini ele geçirmek için mücadele etmektedir. İttifak Devletlerinin elinde korkunç bir silah vardır, Kızıl Baron olarak bilinen meşhur pilot Manfred von Richthofen. 80'den fazla uçağı tek başına düşürmüş bu efsane asker, savaşın gidişatını değiştirebilecek kudrete sahiptir. Gizli ve çok nüfuzlu bir İngiliz örgütü olan Diyojen Kulübü, Mata Hari'den Alman Hava Birliği hakkında bir şeyler öğrenir. Bunun üzerine Teğmen Edwin Winthrop'u Alman hava kuvvetlerinin ve tabii Baron'un konuşlandığı Malinbois şatosunda dönen dolapları öğrenmek üzere görevlendirirler. Winthrop şatonun ve pilotların esrarını keşfetmeye çalışırken, savaşın bütün acımasızlığına ve gaddarlığına da şahit olur.


Kim Newman, vampirlerle insanların beraber yaşadıkları, birlikte savaşıp öldükleri alternatif dünyasını mükemmel yaratmış. Milyonlarca insanın öldüğü Birinci Dünya Savaşı'nda, vampirler de kırılgan ölümsüzlerden başka bir şey değiller ve gümüş mermiler ile onlar da yok oluyorlar. Gerçek kişiler kurmacaya çok güzel yedirilmiş. Edgar Allen Poe, kaçınılmaz olarak bir vampir ve Kızıl Baron'un kahramanlık öyküsünü yazmaya çalışıyor. Gencecik Levazım Bakanı Winston Churchill, viskisini kanlı seviyor artık. Ve herkes, dünyanın kaderini belirleyecek bahar taarruzunu bekliyor.


Kanlı Kızıl Baron, Birinci Dünya Savaşı esnasında geçen bir vampir romanı. Hem de tarihi bir roman. Özellikle de pilotların yaşadıklarını -vampir de olsalar- müthiş anlatmış. İlk romandan tanıdığımız kızıl saçlı gazeteci Kate de bir harika. Ben çok zevkle okudum bu kitabı.





ARKA KAPAK


2 yorum:

  1. Böyle ''sevmem!'', "hayatta okumam!" diye diye sonunda bunlara da sararsam gülmek yok, e mi? :)

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.