Funda Özlem Şeran, İthaki Yayınları
Üniversite 2. sınıf öğrencisi Ece'nin annesi Ece'yi doğururken; babası daha da önce ölmüştür. Ece tam bir despot olan anneannesi ile yaşamaktadır. Hamiyet Hanım'ın Ece'yi hanım hanımcık bir ev kızına çevirme çabaları daima boşa gider, çünkü Ece, İstanbul'da faaliyet gösteren cin itlaf ekiplerinin Anadolu yakasında savaşan cevval bir üyesidir. Evet, Ece çok başarılı bir öcü avcısıdır. Takım arkadaşları Ziya ve Jesse ile, Anadolu yakasındaki cin vukuatlarının peşinde koşan ekibin bir üyesidir.
Kitap müthiş bir sahneyle açılıyor, Ece'nin üç metrelik yeşil bir cinle savaşına tanık oluyoruz ilk sayfalarda. Bu savaşta öncelikle yapılması gereken Besmele çekip Felak suresini, Nas suresini ve Ayetel Kürsi'yi okuyup; dökümlü bıçak ve mermilerle var gücünüzle cine girişmek. Bu Felak ve Nas surelerini okuma hadisesi ilk başta beni gülümsetti, çünkü bunlar her gün annemin ezberlememi söylediği ve sağolsun arkamdan okuyup üflediği dualar. Fakat Ece ve diğer öcü ekibi salt dualarla savaşmıyor. Alabildiğine kanlı, gırtlak gırtlağa bir savaş söz konusu öcü avcıları ve cinler arasında.
Kitap asıl olarak öcü avcılarımızın karşılaştığı büyük bir belayı takip ediyor. Bizzat avcılardan bazıları bir cin tarafından öldürülüp birer zombiye dönüştürülmüştür. Bu olayı çözmek için ellerinde piramit şeklinde tuhaf bir muskadan başka ipucu yoktur. Beri yandan Ece ile ekip arkadaşları; Gülşen hanımın ailesine musallat olan cini defetmekle görevlendirilmiştir. Kahramanlarımız iki olayı çözmeye çalışırlar. Ece'nin bu esnada devam etmesi gereken okulu, geçmesi gereken sınavları vardır.
Kitapta aksiyon, heyecan bir an olsun durmuyor. Neredeyse 600 sayfayı, sular seller gibi bayıla bayıla, zevkle okudum. Ve size kesinlikle iddia ediyorum, kitabın son sayfasını okuduğunuz an, devamı yok mu diye inleyeceksiniz:)
Yerli işi öcü filmleri bize komik gelir hani, kitabı okurken başta belki Felak suresini okuyup cinlere girişmeleri ya da zombi görünce tekbir getirmeye başlamaları sizi gülümsetebilir. Ama bir süre sonra bunlar gerçekten doğru gelmeye başlıyor, kahramanlarımız dualarını edip zemzem suları püskürterek kanlı mücadelelerine giriştiklerinde nefesiniz kesiliyor.
Ece'nin dediğim dedik anneannesi Hamiyet hanım kitapta iz bırakan tiplerden. Cin savaşlarının orta yerinde, "neredesin, geç kaldın" diye telefonda azarlanan Ece'nin hali unutulmaz. Cinlerin korkutamadığı bu cesur kız anneannesinden köşe bucak kaçıyor.
ECEL ilk çıktığı günden beri okumak istediğim bir romandı ve kesinlikle hayal kırıklığına uğramadım. Sevgili Funda Özlem Şerkan'a sormak istiyorum, acaba devamı gelmeyecek mi bu romanın?
Fantastik ve macera severler kaçırmasın:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.